BİCU
sokakta her yabancıda aradığım çehre,
sensin.
dikildiyse halkın çığırtkan gözleri üzerime
bunu yalnızca uzlaşmamak üzere oldukları
yasak düşünceler, garip iddialar
ve hiç sevilmeyecek kokuları oldukları içindir...
ben yaşamayı en az senin kadar hafife alıyorum.
mesela yaz akşamları ruhumu okşarken Rabbin nefesi,
çekirdek seslerine karıştırarak sesimi
bir kış armonikası hazırlıyorum.
aradığım çehre sensin.
ruhuma askıladığım birkaç duyguyla seni ıskaladıysam,
telkini nerde bulacağım?
bana soğuk nefesler, tiksinç kokular değil;
Rahmandan, rahim olan gerekli!
alışık değilim çağın hallerine.
ellerindeki boyalarla sokağa umut vermek niyetinde değilsen,
karanlığa hapsedersin bizi.
işte buradayım!
yaşayarak öldürdüğüm her hücremin katilliğini üstleniyorum!
duamın sonuna geldim,
yaşamak çilesini ölümle nefeslenerek
ancak,
ben olan fani yüceltebilir...
-yusuf abat