21 Kasım 2024 Perşembe

GÖZ HAPSİ

Gözlerinde biriken yağmur
Bulutları kıskandırırdı.
Sokağı denize açılan şehir
Kahve kokan gözlerini kıskanır.

Susmalı belli ki,
Konuşulmamalı gözler.
Gözlerini kapatıp dinlerken şehri
O kadim şehrin kuşlarını
Martıların dalga geçercesine haykırışlarını,
Kalabalıkları dinlemeli şehrin.
O kadim şehrin insanlarını.

Boğaz maviliğine zıt gözlerin vardı.
                                   Söylenmemeli gözlerin.

Yanaklarında süzülen yağmur
Dalgaları kıskandırırdı.
Değeri bilinmeyen kadim şehrin
Kıyılarına vuran yalnızlığı
Bulandırırdı zihnimi.

Galata ve Kız kulelerini kıskandıran gözlerin vardı.
                                                     Konuşulmasın gözlerin.

20 Kasım 2024 Çarşamba

TIKIRTI

Hiç dinmeyen yağmur tıpırtıları ardından
Ayrılıyorum ıssız yağmurlar ülkesinden.
Kovulmuşum.
Doğru söylemekse nedeni,
Yanlış!
Buralarda renklere yer yok
Gökkuşağı açmaz bu şehirde.
Yalnızca çiçekler,
Siyah güllerden ibaret.

Adımlarımı çırparken su birikintilerine
Soyut ama sayılabilir bir yalnızlıkla
Titreyen ellerimi ceplerime gizliyorum
Korkutulmuşum.

Ana yüreğinden hallice yüreğim 
Kuş seslerine ilişiyor.
Kuşun kalbinde inliyor yağmur.
Yağmuru sevmedim ilk defa.
Issız yağmurlar ülkesinden 
Kovulmuşum.



18 Kasım 2024 Pazartesi

SALINIM

Yoldu, yolundu.
Yıllandı yıllarca
Yitti, yitirdi.
Yattı, yaşadı
Yedi, yöneldi.
                   Harflerin sonsuz sırasına.
 
Oldu, olundu.
Öldü ölmeden.
Yollandı, yolcu
Yürüdü yıllarca
Yandı, yanandı.
Yenildi yeniden
Yoktu, yok oldu.
                    Bir çift söz arasında.
 
Belki birgün iki göz arasında
Binlerce usanmışlığın sonunda
Bencilce yaşanan hayata
Son verilirdi.
                     Bir şiirin mısralarında.

MAHUTAP

Gökyüzündeki aydınlık
Karartır gözlerimi, sessizce.
Öyle bilinmeli ki,
Yıldızlar ve mehtap 
Kurutur okyanusları, sinsice.
                           Mahiler,
                                   Deniz yıldızı, 
                                                    Mehtap!
Ölümü heyecanlandıran gözler vardı.
Çarkları bırakmalı sahnelerde.
Evraklar, ispirtolar, hatta bal mumlarını andıran insanları,
Geriye, sahne önlerine bırakmalı.
Öyle ki
Fabrika bacalarından farksız 
Caddelerde koşuşturan çocukları görmeli.

Gökyüzündeki mehpare kaynatır denizleri.
Söylencelerle gizlenir mihr u mah
Çocuklar kandırıldı artık, sahtece
Yıldızlar ve Mehtap
Dilimde mührüm 'Ah'.

KOL SAATİ

sokaklara adım attığımda  adımlarda geçmişi koklarım.  benim için zihnimden gözlerime dökülen, farklı bir kül gibidir artık o.  zihnimden bu...