14 Aralık 2016 Çarşamba

Kimin Umurunda

Halep'te yangın var ölüm var
Kimin umurunda değil mi ?
Ne zaman umursadın ki sen
Mazlumun bakışlarını yahut haykırışlarını
Ölsün dimi çocuklar
Yıkılsın evler ve parklar
Bombalar yağdırsın uçaklar
Kimin umurunda ki Halep
Ya ağlayanlar yahut ölenler
Azınlıktaydı sanır mazlumları
büyük kesimler
Kimin umurunda ölenler
Sen Filistin'ide kale almadın
Kobani'yi de, Somali, Cibuti,
Tunus ve Suriye
Sen hiç görmedin değil mi?
Geçen gün evinin önündeki
Öldürülen insanda senin umurunda değildi
Neden olsun ki
Kimin umurunda mazlumlar, garibanlar
Kimsesiz çığlık atanlar...

13 Ekim 2016 Perşembe

GÜLÜŞÜN

Gülüşün
İçimdeki fırtınayı alıp götüren
Beni onca acıya rağmen güldüren
Gülüşün
Bir yağmur sonrası güneş misali
Islak yüzümü ısıtan gülüşün
Uykularımı kaçıran gülüşün
Beni mutlu eden o gülüşün
Beyaz bir gül misali yüzün
Ve gülüşünde saçılan o beyaz yapraklar
Elimi her atışımda saplanan bir diken
Canımı acıtan ama sevmekten vazgeçirmeyen
Gülüşün.

27 Haziran 2016 Pazartesi

DÜŞLERİMDEKİ SEN

Bir gece vakti
Bomboş bir oda
Yerde bir döşeğim
üstümde battaniyem
ve seni bana düşleten yastığım
Dalıyorum uzaklara usul usul
Dinliyorum yalnızlığın sesini
Bomboş bir oda
Ve ben ve yine düşlerimde sen
Ben seni düşlerken sen ne yapıyosun peki
Uyuyosundur şimdi eminim
Uyuyacaksın tabi yorulmuşsundur şimdi
Gözlerin o kara gözlerin yorulmuştur
Bedenin ve uğrunda öleceğim gülüşün yorulmuştur
Bir müzik ve yastığa başımı koyduğum her an
Seni düşlüyorum bir anda
Yağmur sesi geliyo derinden
Bu ses gene hatırlatmaya yetiyor seni bana
Dinlerken yağmurun sesini
Bir şimşek çarpıyor‚ bozuyor sessizliği
Ürkmüssündür korkmuşsundur eminim
Ah keske yanında olabilsem
Korkudan aniden açılan gözlerini
O koca gözlerini görebilsem keşke
Neyse uyuyorsundur şimdi
Bozmayayım o güzel düşlerini
Kaldı geriye bir ben vede düşlerimdeki sen...

23 Haziran 2016 Perşembe

Akşamdan Kalma

Akşam üstü uyanmışım
Üstüm açık üşümüşüm belli
Gece soğuktu ne örtenimiz var
Ne merak edenimiz

Şimdi biliyorum soğuktu
İçimiz ve dışımız
Akşamdan kalma hayallerimiz
Yalnızdı bütün gece

Ne arayan ne soran
Hayallerimizi de yok paylaşan
Sıcak çorba hazırlayıp bekleyen
Akşamdan kalma soframızda

Üzüntümüzü anlattığımız
Paylaştığımız dertlerimiz
Sadece masaya mı konuşsam
Yoksa duran avizeye mi

İşte yalnızım şimdi
Akşamdan kalma halimle
Yalnızım sadece
Akşamdan kalma bir yalnızlık









21 Mayıs 2016 Cumartesi

MEZARCI

Ölüm feryatları yükselirken
Yaklaşan ölüm sessizliği
Kaplamışken tüm dilleri
Tüm neferleri ve bedenleri

Çaresizken ruh kefende
Mezarcı neylesin bu kürekle
Toprağı kazımak kolay mı
Ölmüş olan şu bedene

Toprağın altındaki değil
Üstünde duran cesede
Elindeki kürekle
Vuran var ya toprağa

İşte o hepsinden
Daha ölü duruyor
mezarlığın ortasında

İşi ruhsuz bu
bedenleri gömmek
Kazımak toprağa
Kabullenmesi için bedeni
Şu mukaddes toprağa

Kimi kirletilmiş bedenler
Kimisi tertemiz ilk gün ki gibi
Mezarcı umursamıyor elbet
Muhatabı ne toprak ne beden

Alabildiğince beden
Mezarcı duruyor tam ortada
Gece ve gündüzü
Cesetlerle ya

Bu da hayat mı
Mezarlığın ortasında
Onca ölünün
Hayat aramak mı
Mezarlığın ortasında

İşin bu anlıyorum seni
Ekmek parası
Gömmekse bedeni
Desene işin daha çok yeni

Hayat ya bu
Bugün beni yarın
Başka bir neferi



20 Mayıs 2016 Cuma

AFFET

Gönlüme söz geciremedim
Affet önleyemedim gözlerimi
Baktı ve gördü bir kez
Seni bir türlü unutamadım
Affet!
Aşık olmak zormuş‚korkmadım
Silmedim gözlerimden gözlerini
Bir yolu vardır elbet
Yeniden sevmen çok zor olsada.
Unutma borclusun bana
Bir elvedan eksik kaldı...

28 Nisan 2016 Perşembe

ÖYLE BİR DERT Kİ


Öyle bir dert ki
Anlatsam taşa toprağa
Memleketin bağrından fışkırır
Eşref-i mahlûkatın kanı

Öyle bir dert ki
Söylesem ağaca yaprağa
Sonsuz bir sonbahar
Kaplar yürekleri

Öyle bir dert ki
Hz. İbrahim misali
Düşünceler kafamın içinde
Ay ‘mı Güneş ‘mi emsali

Bu öyle bir dert ki
Ağarttı saçlarımı  
Kızarttı yüzümü

Güldürmedi ömrü hüznümü

SENİ ÖYLE BİR AFFETTİM Kİ!


Seni öyle bir affettim ki!
Sanki hiçbir şey yaşanmamışcasına
Ne sen beni ne ben seni tanışmamışcasına
Söylenen tüm sözleri unuturcasına

Seni öyle bir affettim ki!
Yeminli tüm geceleri ağlayarak geçirmemişçesine
Dua eden o elleri sanki hiç açmamışçasına
Ve söylenen onca söz hiç yokmuşçasına

Seni öyle bir affettim ki!
Arşa yükselen nameleri boyun eğercesine
Seni affedişimi âlemlere duyururcasına
Yükselen o mısraların değeri yokmuşçasına

Ve yine seni öyle bir affettim ki!
Kendimi kendimle ezermişçesine
Ve ayaklarının dibinde çökmüşçesine

Affettim seni ki dönesin yine…

23 Nisan 2016 Cumartesi

AĞLA BE KÜÇÜĞÜM

Ağla be küçüğüm!
Belki gözyaşlarınla dökülür dertlerin.
Bir gece vakti yağan yağmur gibi‚
Hiç kimseyi ıslatmayan ama sadece yağan.

Bir çocuk hüznü gibi olsun.
Ani ve geçici olan bir gözyaşı.
Bahar yağmurları gibi serin‚
Bir o kadar da rahatlatıcı.

Ağla be küçüğüm!
Gidipte dönmeyeceklere‚
Şimdi başkasının olacaklara‚
Ve hiç senin olmayacaklara ağla.

Ağla be küçüğüm!
Bir şarkı esliğinde ağlar gibi‚
Sessiz ama fırtınalar koparcasına‚
Ama sadece ağla.

17 Nisan 2016 Pazar

İhtişamlı Son

Sonlar, başlangıçlardan daha ihtişamlı olur sözde ama biz hiç bu ihtişamı yakalayamadık veya göremedik, belki de sadece bize denk gelmemiştir. Sevdiğimiz insan ötede dururken yanına gidememek veya konuşamamak bizim bu ihtişamlı sonumuzu engelliyor mu bilinmez ama yapamadığımız aşikar. Ünlü bir yazar olan F. Dostoyevski'nin sözü '' yeni bir adım atmak, yeni bir söz söylemek, insanların en korktuğu şeydir.'' bu söz durumu açıklar nitelikte. Eğer ki korkularımızı, gururumuzu, insanların söylediği o değersiz sözleri bir kenara bırakıp ve bir adım atsaydık veya bir söz söyleseydik hayatımızdaki keşkeleri azaltır ve o ihtişamlı sonu görebilirdik. Yapmadık veya yapamadık, biri bizi engelledi, ve benzeri pek çok bahanemiz vardır elbet ama hepimiz biliyoruz ki bu bizim seçimimizdi yani başkalarını günah keçisi ilan edemeyiz. Söylediğimiz bir söz, yaptığımız bir davranış veya yapmadığımız bir davranış bizi uzaklaştırdı bu güzel sondan . Ama bu pişmanlık belki de yaşamış olduğumuz en güzel pişmanlıklardan biridir. Sevdiğimiz kişi belki de hazırdır bir sözümüze veya bir adımımıza, belki de o kadar anlayışlıdır ki söylediğimiz onca şeyi tek kalemde silip bize bir şans daha vermeyi bekliyordur. Ama gidemiyoruz ki saydığım onca bahanemiz varken nasıl gideriz dimi. İşin aslı bende bu pişmanlığı yaşıyorum yaptığım davranışlar, söylediğim sözler pişmanlığımı  tescilliyor adeta. Zamanda geriye gidebilseydim o hatamı telafi ederdim. En azından söylememem gerekenleri, yapmamam gerekenleri biliyor olurdum. Belki de bizim ihtişamlı sonumuz sevdiğimiz kişiyi hiç unutamamaktır. Peki sevdiğimiz kişiyi nasıl unutabiliriz hiç görmesek veya hiç tanışmamış olsaydık bu bizim daha mı işimize gelirdi. Hiç sanmıyorum dediğim gibi belki de ihtişamlı olan son onu hep hatıralarımızda ve gönlümüzde taşımaktır. Peki neyini sevdik ne için sevdik ? Gülüşünü severiz, sesini severiz, sohbetini severiz, sevmek için illa ki görmek şart değil, yüreğimizde ki duruşunu severiz işte bu bizim ihtişamlı sonumuzdur. 



12 Nisan 2016 Salı

Sevgiye Dair



Sevmek güzeldir.Sevin dostlar! Ama hakedeni hakettiği kadar sevin ‚ sevin ki o gittiğinde sudan çıkmış balık gibi olmayın. Kıymetini bilmek gerekir. Özleyin ama sadece susarak özleyin. Bir kişi özleniyorsa kıymetli biridir ‚ özlemek kolay değildir. Ama özlemek kadar güzel bir duyguda yoktur. Beklersin sadece‚ dalarsın uzaklara sanki gelecekmiş gibi. Gelmeyeceğini bilsen dahi beklemek‚ özlemek güzeldir. Beklemek insanı olgunlaştırır. Zamanında yaptığın hatayı‚sevmek hatasını daha az yapmaya başlarsın. Ama beklediğin her dakika onu daha çok sevdiğini anlarsın.

       Dediğim gibi‚beklemek güzeldir. Ama sadece beklenmeyi hakedeni beklemek. Ne yöne bakarsan onu görürsün. Hersey ama herşey onu hatırlatır. İşte o zaman unutmanın ne kadar zor olduğunu anlarsın. Ama iş işten geçmistir. Geri dönüşü yoktur. O giderse yıkılır kendine gelemezsin. Onu sevdiğin kadar kimseyi sevemezsin‚sevmek istemezsin daha doğrusu. Günlerini onu düşünmekle geçirirsin‚sadece ama sadece onu düşünürsün. Çevren ne derse desin sadece kalbini dinlersin. Onu unutmak istemezsin. Bir gün döneceğini sanırsın. Gelmeyeceğini sende bilirsin ama beklemeye devam! Uzun lafın kısası sevmek güzeldir ama hakedeni seversen o zaman vazgecilmez bir duygu elde edersin.

10 Nisan 2016 Pazar

Hayaller

Gün doğar benim için gece başlar
Düşünceme işler bir hayal
Peşinden giderim tüm gün
bütün gün

Gece olur gündüzüm başlar
Gelmez uykular yine hayaller
yine hayaller
Geçer gider yıllar

Ardında kalanlar ise
Mahsun hayaller, bitkin
bir adam
Yıpratmaz mi

Onca gün
Onca hayal
Onca yıl
Yıpranınca fark eder

Geçen her yıl
Bir öncekinin gölgesi
Bir öncesinin tasviri
Vazgeçer yorgun adam

Her geçen yıl daha da yıpratır
Bir önceki yılın
bir sonraki yorgunluğu
Sanır ki bitecek

Oysa hayaller daha da derinleşecek
İşleyecek ruhuna tek tek...



Yalnızlığa Dair

Sen Yoksun Ya

Bir yaz günüydü gittin
Şimdi içimde fırtınalar
Yağar yağmurlar çil çil
Bir kere olsun yürüseydik
O yağmurun altında

Islanan saçını okşasaydım
Üşüyen ellerini ısıtsaydım
Kafanı omzuma koysan
bir kere gülümsesen
İçimdeki fırtınaları dindirsen

Güneş doğmaz oldu yüzüme
Hala fırtınalar, kara bulutlar
var üstümde
Bir kere bakmadın ya
gözümün içine

Dinmedi içimdeki fırtına ve yağmur
Kurumadı gözümün yaşı
Sen yoksun ya...


8 Nisan 2016 Cuma

ZORDUR


Ne zordur
Yüz yüzeyken
yüzünü çevirmek
Orada yokmuş gibi davranmak
Zordur

Zordur sana güldüğünde
ona somurtmak
Zordur seslendiğinde
Gaybdan bir ses misali
Umursamamak zordur geçmişi
hatırlatan her sözcüğe sırt çevirmek

Unutmak ya da vazgeçmek zordur
zor...

Ne zordur
Yanı başındayken bile
tek kelime edememek
Saçlarının tek bir teline
dokunamamak
Pamuk gibi ellerine bir kez
olsun dokunamamak

Ne zordur
Bir zamanlar deli gibi
baktığın o gözlerden
Şimdi gözlerini kaçırmak
Güneşin ayı aydınlatması gibi
İçimi aydınlatan o gözlerine
Şimdi bakmak ne zordur...

DEVİRİM

  Hayata bir merhaba gerekti. Elvedalarla dolu geçmişin Gururlu ama sessiz çırpınışı Gözlere korku yüklerdi. Anlamalıydı bahçe görme...