Dağlarıma dönüyorum.
Dağlandıkça gözlerim.
Gökyüzünün farklı bir rengi olduğunu
Yağmurun ıslattığını farketmeden.
Yaşamsal hiçbir döngü
Yüreğimi alıkoyamaz dağlardan.
Sessiz ve mağaralarında
Yalnızlık çizen ilkçağ insanları
Beni saygıyla karşılardı.
Her nereye yönelse yalnızlığım
Saygıyla karşılanır gözlerde.
İlk çağ adamı tüfeği bilmezdi.
Onlara barutu ve sevdayı ben öğrettim.
Böylece patlardı yanardağlar.
İlk çağ adamı gözlerini bilmezdi
Onlara gökyüzünü ve mehtabı ben öğrettim.
Böylece kalem olurdu elleri
Duvarlara çizerlerdi.
İlk çağ adamı sevdayı anlamadı
Tüfeği sevdi.
Bir tüfek sadece ellerinde
Kalem duvarlarda kırıldı.
Bir tüfek sadece
Belki de gözlerindi.